bazı şeyler - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

bazı şeyler

bazen hayata karşı, boş kaleye topa dokunsa fileleri havalandıracak golcü rahatlığında hissediyorum kendimi. ama sonra kan-ter içinde uyanıyorum.
.
tracy chapman'a fena sardım bugünlerde. günde üç öğün, beş vakit chapman dinliyorum. varsa yoksa tracy. söylemiştim, seviyorum böyle 'çatlak sesleri.'
.
ve pazar günleri eskisi gibi canımı sıkmıyor artık. direnmiyorum çünkü. teslim oldum diyebilirim. son tahlilde mutlu değilim ama mutsuz da değilim. 
.
2016'ya çok az kaldı. ve ben hâlâ saatli maarif takvimi almadım.
.
görünüşte küçük ama etkide büyük öyle 'tesadüfler' yaşıyorum ki ne diyeceğimi bilemiyorum. başımı göğe kaldırıyorum.
.
bugün mesela, bir sebeple nümeroloji işine girdim. kader sayımın yıllardır kendime uğurlu sayı diye rastgele seçtiğim 4 çıkması ve karşısında yazanların tıpkı kişilik sayımın karşısında yazanlar gibi karakterimle büyük ölçüde uyuşmasına şaşırdım.
.
yine az önce rastgele bir sayfasını çevirdiğim pessoa'da şunları okuyunca yukarıya baktım yine! 
"belki de sonsuza kadar muhasebeci kalmak benim kaderimdir; şiir ve edebiyat ise alnıma konmuş bir kelebektir belki...."
.
ve şimdi. günün güzel geçeceğini müjdeleyen yakışıklı bir güneş var yukarıda. hakeza dışarıda nefes kesen bir soğuk ve en kral karpostallara konu olacak çatı üstü aşıkları, kumrular. ve zihnimdeki bahariye. sonra kadıköy çarşı, dolmuşlar, kitap cafeler, balıkçılar. nihayet sessiz ama telaşlı kalabalık. canım insanlar bekleyin. geliyorum.
.