innocent when you dream - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

innocent when you dream

pistten çıkmış yolcu uçağı gibiydim sabah uyandığımda. içimde tahliye edilmeyi bekleyen onlarca düşünce ve sıkıntı. lakin tüm çıkışlar kapalı. kendi çabalarımla kurtulmama imkan, ihtimal yoktu. pencereye koştum. bahar desem bahar değil kış desem kış değil. güneşli ve soğuk. annemden sonra en sevdiğimdi.
kış güneşi.ömrümün yarısı.
anlaşılmıştı. bugün de bahariye olacaktı panzehirimiz.
yine piraye cafe'de, saat tam onbiroonüçte bir kedi , dört yaşlı çınar, ve birisi kadın üç yalnızla verdik bugünkü ilk içtimayı.sonrası allah kerimdi zaten..
..
bazen öyle doluyorum ki uzun, çok uzun mektup yazmak istiyorum. hani sarayburnundan mudanya'ya tüm marmarayı kapsayan. sonra üşeniyorum yazmıyorum.. hayır yazmak değil sorun olan. bir şişeye koyup marmaraya salmak fikri yoruyor daha çok...
...
güneşin hem ısısından hem ışığından sonuna kadar faydalanmaya kararlıyım bugün. parmak uçlarım yine mevsim normallerinde soğuk ve buruşuk çünkü.
açıkhava kahvemizde sayımız giderek artıyor şimdi. çok değişik tiplemeler; öğrenciler, ev hanımları,emekli öğretmenler, işsizler ve tabi ki aylak kediler. hepsi, hepimiz ayrı alemiz. ne düşündüklerini merak ediyorum bir an için. fakat mel gibson'ın filmi aklıma gelince hemen vazgeçiyorum bu düşüncemden. benimkiler beni yok etmeye kararlıyken bir de başka insanların düşünceleri.. evlerden, kafalardan ırak doktor..
...
ama böyle güneşli ve soğuk havalarda. tom waits dinlemek diyorum hem ruha hem kalbe şifa. en azından benim için. seni bilemem tabi?
...