gripin - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

gripin


uzun, çok uzun, hiç bitmeyecek bir yürüyüşe çıkmak ister gibi sayfalar dolusu yazmak istiyorum bazen. takvimlerin illüzyon yaptığı, pazarla pazartesinin yer değiştirdiği bu akşam mesela. ama hiç kıvırmadan, sırıtmadan, sırnaşmadan ve hatta afili yollara başvurmadan. böyle düz, dümdüz. sade ve sadece kelimeler olsun istiyorum hayatımda. zira köprüden önce son çıkışı kaçıralı çok oldu. köprünün sonundaki tünelde ışık yok onu da biliyorum.
tek çare köprüden atlamak. ya da bir ihtimal daha var mı dersin?
evet : y a z m a k.
ama ve şimdilik shine filmindeki eleman gibi kollarımı yana açmış, gözlerimi kapatmış bekliyorum. fakat düşünemiyorum. düşünür gibi yapıyorum sadece. buralarda geçen her gün beni geriye götürüyor. hem bunu niye anlatıyorum bilmiyorum. galiba ve asıl kendime anlatıyorum. çünkü bugüne kadar kendimle ilgili bir çok karar aldım. lakin pek çoğunun ardında durmadım. kararlar uygulamak için alınır. ama şimdi onları hangi cehenneme koyduğumu bilmiyorum bayım. hem böyle kendi kendime anlatırsam belki bir şey olur.
belki de olmaz. bilemiyorum.
ama az evvel eski yazılarıma baktım da; bir kaç kez kafka'nın samsa'sına dem vurmuşum. pek çok kez de gitmek demişim ve hayaller kurmuşum. fakat ne samsa olabilmişim gerçekte ne de gidebilmişim. geniş gibi görünen küçük ve kısır bir döngüde yuvarlanıp gitmişim. doğrusu bugünlerde beşiktaş yenilmiş, dolar çıkmış borsa düşmüş, iç ve dış siyaset, yurtta ve cihanda sulh, kelaynakların korumaya alınması falan umurumda değil. çünkü ve zaten sen ne yaparsan yap hayat yine bildiğini okuyor. az önce izlediğim muhteşem kore filmi parazit’de beni doğruluyordu zaten.

"en iyi, en başarılı plan nedir biliyor musun?
hiç bir planın olmamasıdır. hem böylece hayal kırıklığına da uğramazsın.

bu replik ve film bir müddet iyi hissettirse de bir zaman sonra yine aynı kavram ve insan kargaşaları. pazartesi görünümlü salı sendromları. gripinler, kolpalar, çift kişilik yataklarda tek kişilik yalnızlıklar, bitmeyen varyantlar, pandemiden önce son çıkışlar. akustik performanslar. bunaltan ağustoslar. gelmek bilmeyen sonbahar. ezcümle; döngü durmuyor. devam ediyor.
neyse ki şarkılar var hâlâ. güzel şarkılar.
ve boş banklar..
.
.